içi boş olan-1 ağırlığı daha az olacağı için daha az eğilir.

mukavemet sorusu la bu. atalet momenti falan giriyordu işin içine. kesite göre momentler değişiyordu.

elastic beam theory

www.roymech.co.uk

8 yillik fizikciyim, sehim diye bir terim duymadim.

fotoyu daha güzel bir hale getirebilirsiniz ben sorudan bişey anlayamadım. Ne destek noktası ne ağırlık merkezi hiçbişey belli değil.

mukavemet sorusu la bu. atalet momentinden gideceksin.

tr.wikipedia.org

arkadaşlar cevaplar çok teşekkürler. atalet momentinden gitmem gerektiğini ben de fark etmiştim (bir wiki okuması sonrası) ama sıkınıtı o ki gidemiyorum :)

İstiklal Caddesi'nde Halep Pasajı filan var. Orada bir yer yapıyordu galiba.

www.tish-o.com.tr
Buradan yazı-foto vs. bastırabilirsiniz.

teşekkür ederim, bakacağım

bahsettiğin şey tag cloud / word cloud sanırım. bundan sonrası için google yardımcın olsun.

Evet budur :) çok teşekkür ederim, sağolunuz.

aman canım drink i eksik kalsın, mekan olsun da... tüylüsünü aramayalım biz. drink işi kolay.

arama bölümünden açtığın başlıkla ilgili bir çok duyuru bulabilirsin.bi göz at derim.

besiktas carsisi icindeki bowling salonunda vardi zamaninda hala duruyomu bilmiyorum. fakat masanin bulundugu yer dar rahat rahat oynayamiyorsunuz, sicak bir yerde ayrica tuvalete yakin gelen giden oluyor.

ben de izlemiştim, tekrar izleyesim geldi ama aynen bulamıyorum uyuz oldum.

buldum :)

www.youtube.com

çok teşekkür ederim ya :) arayıp arayıp bulamamıştım.

bu farklı bir tür heralde, insan değil gibi, bakıyorum bakıyorum ama anlam veremiyorum :)

bazen lensler süresi dolmaya yakın harbiden belli oluyo yamuk yumuk bi şey oluyo. dikkatli bak ama anlaşılmıyorsa ikisini de tak işte birer gün. çok ayırt edici bi şekilde belli olur 1buçuk aylık lenslerle yeni lens. ben hangisnin yeni olduğunu unutmuştum kaplardakilerden, bu şekilde hallettim çok ayırt edici oluyo

gözüne takınca, olmadı elleyince anlarsın.

Bunu anlaman gerçekten çok basit stres yapma. Başparmağının üzerine koyduğun zaman 1.5 aylık lens kendisini toparlayamayacaktır, yamuk yumuk durur, yeni ise dipdiridir, gözüne takmadan bile anlayabilirsin yani.

ayrıca lensleri sivri kısımlar yukarıda kalacak şekilde koyduğunuzda yeni olanların kullanılmış olanlardan daha oval olduğunu göreceksiniz. gözün şeklini alıyorlar kullanıldıkça.

gözüne takınca anlarsın. eskileri batar ve göze zor yerleşir.

not2: adam fanı kuzey köprüsünün üstüne taktı. ufak bi fan.

aklıma gelen her şeyi yapmışsın.. daha uğraşma servise ver bence. bir de bu sistemi 300watt lık bir güç kaynağına emanet etme ya hu, yazık günah.

hocam başka bir ekran kartı ile deneme şansınız var mı ? bence bir de öyle bakın, o tarz kapanmalar ekran kartlarından da oluyor. Ayrıca güç kaynağı da oldukça yetersiz bence o da yapıyor olabilir.

wiki.answers.com

sıcakta

Bunu okumuştum ama başka bir kaynakta da soğukta daha hızlı gideceğini okudum. Peki mesafe?

tr.wikipedia.org

Teşekkür ederim.

kısaca,

soğuk hava daha yoğundur. ısınan havanın yükselmesi örneği. dolayısıyla seyrek havada ses daha az dirençle karşılaşır denebilir sanıyorum.

Yoğunluk ile ilişkilendiremeyiz bence. Çünkü su mesela daha yoğundur ama ses suda daha hızlı hareket ediyor.

Bir de aslında benim asıl merak ettiğim mesafe ile olan ilişkisiydi ama ona dair bi cevap çıkmadı :)

mesafe içinde soğukta daha çok yayılır, sıcakta daha az. soğuk havada ses daha uzağa gider.

Ben de öyle okumuştum madyb, peki nedeni nedir sence?

madde olmayan yerde (uzay muzay) ses olmuyor ya. demek ki sesin varolabilmesi icin madde lazim. bence yogunlukla iliskilendirebiliriz, ne kadar yogunsa o kadar hizli gidiyordur diye. demirde daha hizli gidiyor, suda daha yavas, soguk havada daha da yavas, sicak (= yogun olmayan) havada en yavas. gibi. mantik yuruttum yoksa bilgim yok bu konuda.

hava soğuduğunda sesin yayılma mesafesi artar, tam olarak sebebini bilmiyorum, ama soğuk tanecikler titreşimleri sıcak taneciklere oranla daha fazla iletmekteler bilimsel olarak.

zamanlama ve yerinizle alakalı. yandan ve arkadan müdahele çoğunlukla faul olur. karşınıza almaya çalışın.

Biraz geç oldu özür dilerim ama, pozisyonum sg veya sf, boy 2.11, vertical 90. zamanlama tavsiyeleriniz nelerdir peki?

fauller genellikle şut kullanan adamın birebir karşısında olduğum zamanlarda oluyor.

drills'te challenge shot var orada pratik yapıp doğru zamanı bulabilirsin. blok özelliği arttıkça oraya gir zamanlamayı ayarlamaya çalış.

evet

sarcasm yapmak zaten ayıp bir şeydir.

evet

Teşekkür ediyorum.

ne gerekli ne de faydalidir.

hilarious clinton

eblehlik yapmış oluruz.

captain obvious

akademik bir yazışmayı bilmem de tarihten şu anektodu geçmeden edemeyeceğim:

Einstein'ın fotoelektrik olay üzerine olan fikrinden hiç hazzetmeyen Robert Milikan "tatmin edici bir teorik temelden yoksun" olarak düşündüğü bu fikir için makalesinin ilk paragrafında "katıksız derecede ampirik" ifadesini kullanmıştı. İroniktir Milikan bir dizi deneyinin sonuçlarını yayınladığı bu makalede Einstein'ın teorisini sağlam bir biçimde kanıtlıyordu aslında.

Yani dalga geçeyim derken kendi kendini çürüterek dalga geçilecek bir konuma gelmiş adam :)

muhammed arapça olduğu için mi?

evet özel isim de olabilir. alttaki şahsa katılıyorum.

belki özel isim olduğu içindir mesela jeysın deriz jason yazarız

neden kimse kabullenemiyor olacak, yanlış yazmışsın.

latios +1, kabullenememe gibi bi durum yok Arapça özel isim sonuçta ve fonetiği gereği arapçada d sesi veriyor. Sırf Türkçe yazım kurallarına uyacak diye fonetiği bozamazsın. Misal David 'e Davit demek gerekir.

(bkz: mehmet )

Nüfus memuru nasıl yazarsa Doğru ismin O oluyor.

Çünkü isim d harfiyle bitiyor, t ile bitmiyor. Kabullenecek veya reddedecek bir durum söz konusu değil, aslı neyse o...

özel isimler değişmez. Kavramlaşmadığı sürece
Mesela, Karl Marx yazılır adamdan bahsederken, doğrusu budur. Ama Marksizm yazarsın Marxizm yerine çünkü artık kavramlaşmıştır,

www.kitapyurdu.com

Şu kitabın içeriğinden sorumlu olduğumuz derste bunu tartışmıştık ama nedenini hatırlamıyorum. Sınav sorusuydu hatta, Muhammet yazıp dersten geçmiştim.

Bir de çok pis bi tabulaştırma var ASLI NEYSE O diye bahseden arkadaşlara ricam, murad, mesud, mehmed. Bunların aslı ne peki? Neden T ile bitiriyoruz Türkçe isim olarak?

sorunun cevabı
"insan yanlış bilgiyi kabul etmez."
birde doğru olduğundan o kadar eminmiş gibi yazman yok mu?

kabullenmeyene şöyle bir açıklama yapabilirsin;

çünkü türkçe'de kelime sonunda b,c,d, g harfleri olmaz. arkadaşlar ismin arapça olduğundan dem vurmuşlar yalnız arapça'daki muhammed tam olarak "muhammed" şeklinde telaffuz edilmediği için "muhammed" şeklinde yazılmıyor.

bu tip adlar artık türkçeleşmiş adlardır. bu adları david gibi adlarla karşılatırmak çok yanlış. türk milleti yüzyıllardır islam medeniyeti içinde olduğu için isimleri de o medeniyetten seçmişlerdir. fakat bu demek değildir ki aynısı ile almışlardır isimleri. türkçe'nin kurallarına uydurmuşlardır eninde sonunda. bu arada özel isim savunmasını yapanlar ve isminde türkçe karakter bulunanlar amerika'Da yaşamaya kalkarlarsa görürler özel ismi. ö'lerin noktaları gider, i'ler ı olur, ş ler "sh" olur. bkz: elıf shafak

ahmet
muhammet
vs vs.
bunlar doğrudur.

özel isim teorisine bir an için inansaydık "mustafa" ismindeki t harfi yerine farklı bir harf kullanmak durumunda kalırdık, çünkü arapça'daki mustafa'nın t si sat ile yazılır. şöyle bişey olabilirdi belki "mous~tapha" olabilirdi ancak ~ işareti t nin üzerinde olmak kaydıyla. onu yapamadım, evet =)

çünkü yazılışı Muhammed. özel isim olduğu için de Türkçe'de de Muhammed.

Muhammet olur, Mehemmet olur, Mehmet olur... bu da Türkçe versiyonu işte. Dilimiz tam dönmemiş bize böyle geçmiş.

Mete yi Çinli dostlar tam söyleyemediği içim Mao Tun olmuş onlarda. Onun gibi düşün.

Özel isim olduğu için Peygamber isminin Muhammet olduğunu iddia edemezsin dostum. Ne yazıyorsa o.

edit: türkçe öğretmenliği mezunuyum. dilimiz dönmemiş diye bir şey de vardır ve dilleri etkilemeye devam edecektir.

@ya ben lan neyse,

dilimiz dönmemiş diye bir şey yok arkadaşım. türkçe'nin belirli kuralları var ve türkçe konuşan insanlar olarak fark ederek ya da fark etmeyerek başka dillerden aldığımız kelimeleri bu kurallara uyduruyoruz.

aslında bu nick tam yirmi alti karakter'in haklı olduğu bir nokta var.
Bu alfabelerle alakalı bir durum. Yani şöyle ki Rus romanlarında vs. lerde de bu sorunla çok karşılaşıyoruz. Çünkü adamlar başka bir alfabe kullanıyorlar ve o alfabeyle yazmamız mümkün değil. Mesela Stalin'in ilk adı Joseph, Josif, Josip v.b şekillerde yazılıyor. Hatta bu yazma biçimleri sizin hangi fraksiyondan olduğunuzu bile belli eder hale gelmiş.
Mao Zedung - Tse-Dung meselesi için de aynı şey geçerli.
Arapça için de benzer bir sorun var, ilk bakışta Muhammed'in (mesele türkçe'de doğru kullanılması değil Arapça'daki fonetiğine en yakın halini vermesi) doğru olduğunu düşünüyorum. Yabancı özel isimlerde türkçe kuralları uygulamaya çalışmak saçma çünkü...

Elif Şafak'ta insanların ismini doğru telaffuz edebilmesi için kendi tercihiyle hatta pazarlama stratejisi olarak Shafak'ı tercih etmiştir. Ben kısa bir süredir fransa da yaşıyorum ve adım hala özgür. Buradaki her kurumda da biraz zorlanarak bile olsa doğru yazdırabiliyorum.

çocuğuna isim koyarken muhammet yazdırmalısın ama peygamber ismini muhammed yazarsın çünkü zaten türkçe değil. angelina jolie yazmak için türkçe de kelimeler j ile başlamaz diye coli mi yazmamızla aynı mantık senin dediğin.

evet, konuya müdahale etmem gerekiyor zannedersem.

önce "mehmet" ile başlayalım, türkiye'de en çok kullanılan erkek ismi olma özelliği de bulunan bu isim esasında "muhammed" isminin türkçeleşmiş halidir... arap yarımadasında ve civar arap ülkelerinde "muhammed" olarak telaffuz edilen bu isim kuzeye doğru ilerledikçe mesela kuzey ırak'ta "mıhemed" şeklinde telaffuz edilmekte olup anadoluya geldiğimizde "mehmet" kalıplaşmış şeklini görürüz. bu bir. yani aslında mehmet (ki mehmed yazılması gerekir) = muhammed

neden türkçeleştirmiş hali t ile bitiyorken d'de ısrar ediyorlar;

soruyu düzeltmek gerekirse; neden yüzyıllardır "muhammed", "murad", "ahmed" şeklinde olan kelimeler 1930 lardan itibaren bir anda "t" ile bitmeye başlamıştır ve bu kullanım için ısrarcı olunmuştur? asıl sorulması gereken soru budur efendim. ha dersiniz ki "onlar arapça kelimeler, türkçeleştirdik" e arapçaysa kullanmayıverin sizde o zaman, türkçe isimler koyun çocuklarınıza, ama "o arapça ben bunu alayım türkçeleştireyim" de ne demek? ya hiç kullanma, ya olduğu gibi doğru şekliyle kullan. sen örneğin ingilizceden "helikopter" kelimesini alırken "bu kelime büyük ünlü uyumuna uymuyor, dur ben bunu türkçeleştireyim" diyerek "heliküpter" olarak mı kullanıyorsun?

ki "muhammed" kelimesinde dini bir önderin isminin doğru yazımından ve telaffuzundan bahsediyoruz, hadi diğer kelimeleri geçtim (ki bence onlarda da aslına sadık kalınması gerekir) bu kelime için istisna yapılması da mı zorunuza gidiyor? koskoca peygamberi de mi arap olduğunu kabullenemeyip türkleştirceksiniz? (ki bunu yapmaya çalışanlar da yok değil, muhammed'in aslında türk olduğunu iddia eden insanlar var şu an)

bir de şöyle bir şey de var yazmadan geçemeyeceğim;

(bkz: cevab veremedi)

:-))

edit/not : "muhammed" kelimesinin iran'daki kalıplaşmış kullanım şekli de "mamad" şeklindedir, aklıma gelmişken onu da yazayım.

@ yirmi altı karakterli

"elıf shafak" şeklinde bir kullanım söz konusu olamaz, elif shafak veya elif safak şeklindedir o kullanım. olmadı elyf der elıf olur mu hiç arkadaşım.

Çok teşekkürler :)

dünyayı nasıl hissediyorlarsa öyle görüyorlar diye biliyorum. yani rüyalarında da aynı. unutmayın doğuştan körler görmenin ne olduğunu bilmiyorlar ne acıdır ki..

Sesli rüyalar görüyorlar genelde.

peki sizce hangi rüya "gerçeğe" daha yakındır (gerçek her ne ise)

bizim gördüğümüz şekiller üzerine bina ettiğimiz rüya mı yoksa doğrudan hisler üzerine inşaa edilen rüya mı? çünkü şekiller de bize en nihayetinde hisleri çağrıştırıyor, yani bir aracı konumunda.

Sonradan görme engelli olmuş bir arkadaşla konuştuğuma göre, o zamanında gördüğü için rüyaları görsel. Fakat zaman geçtikçe görsel hatıralar da rüyalar da silinmeye başlıyormuş.

babam ben ilkokul 3. sınıftayken bir iş kazasında gözlerini kaybetti. ben ona yanında olduğum sürece herşeyi ayrıntılı olarak tarif ederdim. yakası şöyle olan gömleğinin rengi bu, ucu şöyle olan ayakkabının üstü şu desen, salatanın içinde şunlar şunlar var v.b. şeklinde. sorduğumda gözünde canlandırabildiğini söylüyordu. rüyalarını da hatırlar anlatırdı. ama doğuştan görme engellilerin nasıl rüya gördüklerini hiç düşünmemiştim, çok ilginç geldi sorunuz, araştırmak lazım.

aslında hiç bi ilginç yanı yok. herkes kör olup sen böyle olsaydın, engelli olan sen olucaktın. o zaman da sen değil, kör olan biri soracaktı bu sorunun değişiğini. onların dünyası o. gündüz ne hissedip, aslında ne görüp duyuyorlarsa gece de o. irdelemeye gerek yok.

"Niyetim kimseyi incitmek değildir, tamamen merakımdan soruyorum"
ben görme engelli olsam şu cümleyi görünce incinirdim. gayet normal bir soruya böyle bir not düşme gereği hissetmişsen zihniyetinde sorun var.

tavuk yumurtası değil mi bunlar :)
yumurtlayan güvercinin ilgilenmesi gerekir bence el sürme ki anne güvercin gelince insan kokusundan rahatsız olup bırakmasın yumurtaları. belki gelip o açıcaktır.

mutfakta

yok annesi sürekli başlarında zaten. 15 gün öncesine kadar ben mutfağa girince hafifden uçar gibi yapardı şimdi yanına kadar sokulunca bile sallayıp rahatını bozmuyor :) pencereside sürekli açık olduğu için ara ara geziyor geliyor bi iki saatliğine.

mutfağa su ve buğday filan da bırakıyorum ama yiyor mu o da şüpheli

Bildiğim kadarıyla bu yumurtaların zaten belirli bir sıcaklıkta durması gerekiyor, eğer kombi çalışırken üstü aşırı ısınmıyorsa problem olmaması lazım. Lakin eğer anneleri sizi sürekli yumurtalarla haşır neşir görürse yuvayı terkedebilir, bilginize.

yumurtalar bozuk olsa saniyede anlar kuşlar. demek ki içlerinden bi tanesinin bile şansı var şuan. umarım sağlıklı doğup büyürler.

yumurtaların akıbetini merak ediyoruz, lütfen başlık üzerinden bizleri bilgilendir=)

ortamın sıcaklığını değiştirmeyin tek önerim bu olur.. çünkü kendi ortam sıcaklıklarını kendileri belirliyorlar..

ha ayrıca umarım sağlıklı bir çıkış yaparlar da bir tanesinin adı KARA olarak koyarsın :)

Siz yazıp imzaladıktan sonra o kağıt yeterli resmiyete sahip oluyor. Organ bağış kartı taşımanın ne gibi tehlikeleri varmış bu arada?

galiba başına bir şey gelse daha beyin ölümü gerçekleşmeden organlarının alınacağından korkuyor. o yüzden kartı yanında taşımak istemiyor olabilir?
böyle şeylerin organ bağışına engel olmak isteyen bazı merciler tarafından ortaya atıldığını/uydurulduğunu düşünüyorum.

ben şahsen bi kaza geçirip çok ağır şekilde hastaneye kaldırılıp sonuncunda bitkisel hayat, kol bacak kaybı başka türlü sakatlıklarla yaşayacağıma öleyim daha iyi derim

ben olsam taşımam yanımda burası türkiye ne olcağı belli olmaz, bi bakarsın kalantorun birine yedek parça olmuşsun, çok çıktı organ mafyası mevzuları zamanında, bi kaza falan geçirsen işin yaşlaşmaya başlar

ya yok sanki herkes organ peşinde..yok öyle bişey korkma.adli tıpta arkadaşım var istanbul da çok çok az rastlıyo çalınan organa.9 yılda sadece 2 kez görmüş.sıkma canını al kartını gez onla.

Organ bağış kartını yanında taşımada bir sorun yok. Çünkü evde, yolda ya da kaza sonucu ölmüş kişilerin organı alınmaz. Hastanede yatarken beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin organları nakil için alınır.

1. hayvanlar düzenli olarak tırnaklarını törpüleyip biliyorlar, çok sık kullandıkları için sürekli bakım yapmak durumundalar.

2. şimdi saç ile tüyü aynı kategoriye koymak doğru olmaz. hayvanların tüylerinin uzaması aslında durmuyor, sadece belirli bir uzunluğa ulaştıktan sonra dökülüyor, yerlerine yenileri çıkıyor.

3. vücut kıllarının da uzamayı bıraktıklarını söylemek doğru olmaz, bu kıllar da dökülene kadar uzamaya devam ediyorlar. sizin gözlemlediğiniz "daha da fazla uzamadılar" teşhisi aldatıcı olur çünkü dökülmüşlerdir, yerlerine yenileri çıkmıştır. tüyler saçlardan farklı olarak köklerinden çok daha kolay ayrılıyorlar.

tırnaklar törpüleniyor, ayrıca tırnak atması denen bir olay var zaten.

tüyler içinde dökülme sözkonusu.. senin kılların ve hayvanların kılları için çam ağacı benzetmesini yapabiliriz. çam ağacı dört mevsim yeşil yapraklarını dökmez denir aslında her zaman döker ama aynı anda dökülme söz konusu olmadığı için biz hep yeşil görürüz. biri dökülür ikisi çıkar vs vs..

kıllarımız da dökülme zamanını çevresel koşullara göre karar verdiği gibi esas itibariyle genetiğinde barındırdığı muhteşem bilgiyle yapar bunu. DNA, gen denen şey acayip bişey ;)

yapılacak bir şey yok. her halükarda ailenden izin istiyorlar.

Her halükarda ailenizden izin isteme gibi bir durum söz konusu değildir. Eğer bir kağıda durumu izah eden bir metin yazıp imzanızla beraber avukatınıza verirseniz (yahut ölümünüzde ibraz etmek üzere yakın bir arkadaşınıza) yeterli olur.

Ayrıca sürekli üzerinizde bir organ bağış bilekliği veya kimliğinizle bileşik ele gelen ve durumu izah eden imzalı bir metin taşırsanız öldükten sonra organlarınızın kurtarılma şansı artar.

üzerinizde, organ bağışında bulunduğunuz belli edecek herhangi bir şey taşımayın.

Bencede kesinlikle taşımayın. Tanımadığınız insanların bilmesi çok iyi birşey değil. Aslında bazı doktorlar için de aynı şey geçerli. Ben bir metin yazıp imzalayıp yakın 2 arkadaşıma verdim.

Önce bir hastanede, tertemiz, beyin ölümüyle gidin de ondan sonra sıra gelir organa-bağışa. Dedikleri gibi noter yada avukat kanalıyla bir vasiyet maddesi belirtmezseniz her halükarda aileye soracaklar.

akdeniz üniversitesinde ölmeye çalış.bu konuda en uzman hastane

ben de senin gibiydim. sevgilim kumbara hediye etti ve artık önemsemediğim paraları harcamayıp, akşam eve gelince kumbarama atıyorum. epey de para birikiyor.

pintilik ve cimrilik kötü şey; ama hesabını bilmek ve zaman zaman da olsa az'a kanaat etmek seni daima güçlü kılar.

edit : ilk paragraf biraz ağır kaçtığı sildim.

@mayeskuel, çok haklısın. lakin durumum şimdi de pek farklı değil aslında. sürekli otobüslere talim. bir de elime para geçince bayram, geçmeyince ramazan derler ya, o misal.

pintilere gelince; sadece acele işimiz varken vs. bile pintilik peşinde olanlara çok sinir oluyorum.

@kayranin kedisi, onu da denedim, açıp parasını yiyiyorum. :)

Kumbara çok iyi bir çözüm olacak senin için...
Ben senin gibi savurgan değilim ama zevk için kumbarada para biriktiriyorum (2009dan beri aynı kumbara ve dolmak üzere)

Edit: Açılmayan kumbaralar var. Sadece konserve açacağı ile açılıyor. (Belki caydırıcı olur)

mantıklı harcama yapılmalı 10 kuruş olsa bile. bunun cimrilikle ilgisi yok, cimrilik pis birşey. ben de aynı senin gibiyim. aylık aldığım para ayın ortasında bitiyor 15 gün bira parası bulamıyorum ben de. sonra bi daha para geliyor bi daha birkaç gün içinde bitiriyorum.

yokluk çekmemişsindir, parasızlık nedir tam olarak bilmiyosan eğer bu şekilde davranıyo olabilirsin. orta durumlu olabilirsin ama ne olursa olsun paraya sıkıştığında bulabiliyosun demek ki. 3 gün aç kalsan, bi yere gitmek için otobüs dahi paran olmasa, arkadaşlarından bu anlamda uzak kalsan o zaman kıymetını anlarsında 1 tl nin bile hesabını yaparsın. ben öğrenciyken üni de senin gibiydim ama baktım ki elime geçen para neyse anında bitiriyorum ve yapacaklarımdan mahrum kalıyorum ondan bundan para istiyorum borç alıyorum çok sıkıntı çektim ve gerçekten ders aldım. artık çalışıyorum kendi paramı kendim kazanıyorum savurgan olmayıp yerine göre harcıyorum. yani işin özü bulamazsan gör bak 1 tl bile sana milyar gelir.

3'ün 5'in hesabını tutmak istemiyorsan çok kazanacaksın o zaman. planlarını bu yönde yap.

çalışmamışsın herhalde daha önce.para nasıl kazanılır öğrenmemişsin sanırım.paranın kıymetini bilmiyosun

para harcamak yönünden bahsetmişsiniz. sonuçta kazanılan para harcanır. kazanılmayan para borçla, kredi kartıyla bi yere kadar gider. eninde sonunda patlar. bu noktada şu deneyimimi paylaşmak isterim:

para kazanırken 3'ü 5'i hesaplarsanız 300-500 kazanırsınız. 300'ü 500'ü hesaplarsanız, 30000-50000 kazanırsınız.

Harcadığın parayı kendin kazan, geçer.

@sivrisinek, yanlış anlaşılma var sanırım :) cep telefonum hayatımdaki ilk telefonum ve 8310.

hayatımda hiç borç almadım çok şükür. paramı kendim kazanıyorum ve söylemesi ayıp babamın borçlarına ve geçimine de ciddi katkıda bulunuyorum (öğrenciyim de aynı zamanda). faturalı hat kulanıyorum, avea kamu tarifesi, her yöne 1000 dk. :)

benim derdim bana kalan parayı çok kolay harcamak. başka problemim yok. :)

ha yazdıkların benle ilgili veya değil, sonuna kadar hak veriyorum.

klavyen türkçe klavye mi? eğer öyleyse ü ve ğ harflerini dene, yeni bir oyuncu daha yaratıp onda da aynı sorun var mı bir bak?

gamepadla oynuyosan R1 L1 ile geçiliyor.

@ocanal, abi oldu, çok teşekkür ederim. acaip keyfim kaçmıştı bulamayınca :)

yok öyle bir kural ya. mention temizleyenler var işte de neden temizliyorlar bilmiyorum. ilginç bir tayfa onlar da sjkldf

bir client aracılığıyla kullanıyorsan twitter'ı (tweetdeck, hootsuite vs) api yer yer sapıtabiliyor. tüm tweet'leri göstermiyor.

gözümü karartıp bi dahaki mention'ı silen kişiye soracağım artık bi mantığı olmalı illa ki ya hu!

ya şey olabilir gibime geliyor da sorup öğrenmek lazım sdlfjk

bir blog'a filan twitter feed'leri koyan widget filan eklediyse, orada mention'lar da gözükür. diyelim ki futbol blogu sahibi olsan x kişisi, bir arkadaşıyla da twitter'dan moda muhabbeti yapmış olsun sdkljf blog'ta bunun uzun süreli gözükmemesi için siliyor olabilir.

ama bu en mantıklı açıklama yani. silen tüm insanlar da bu açıklamayı kullanmaya başlamasınlar. telifi dün aldım sdlfjk

birisi gelip profiline girince, tek taraflı mesajlar çok anlamsız duruyor 3. kişiler için, o yüzden siliyorlar. istersen kendi profiline gir bak, sırf tek taraflı mesajlar var, saçma duruyor yani.

requiem for a dream

izledim onu. başka var mıdır

sen izlediklerini yaz, uğraşmayalım madem başka söyleyelim.

canim kardesim
lilya 4-ever
oldboy (veya serinin diger filmleri)
Chugyeogja
sleepers
agora (digerleri kadar etkili olmasa da)

Hotel Rwanda

canım kardeşim tarzında bişeyler var mıdır önereceğiniz ? biraz depresifim de... :)

ne istediginize karar verince haber edin.

(bkz: çılgın sekreter jale)

canım kardeşim dior yau.. biz de adam sandık yazıyoruz. senin rengin belli oldu..
russian institute senin pakın.

@yapacakbirseyyok : cevabı 2 kere silip 2 kere yazarak,siz kendi renginizi belli ediyorsunuz.

cashback ne alaka la?

www.imdb.com

irreversible tam senlik :)

(bkz: dünyayı kurtaran adam)
kesinlikle beyşn felci geçirirsin

donnie darko,the jacket,the machinist, oldboy... aklıma gelenler

Felon.


edit: felç etmeyebilir ama canım kardeşim diyince şey ettim.

(bkz: Mar Adentro)

The color purple.

www.imdb.com

garantili..canım kardeşim tarzına da uyar.

Beylikdüzü civarı,tavsiye ederim.

orası epey uzak ya.

anlattıklarınızdan doğal olarak kendi yaşadığım yeri tavsiye ettim.

alternatif için diğer cevapları bekleyeceksiniz o zaman.

kolay gelsin.

"istanbul'da sessiz sakin denebilecek" - "avrupa yakası'nda ve metro/tramvay hattı üzerinde"

şu ikisinin çeliştiğinin farkındasınız değil mi?

Adalardan biri olabilir bence.

sorunun kendi içinde çeliştiğinin farkındayım ama olur da böyle bir yer varsa ancak ekşi duyuru'da bulurum diyerek şansımı deneyeyim dedim.
örneğin yeşilköy sessizcene bir yer trafik açısından. ama uzak ve uçak var. bir de merkezi yerlere ulaşımı ya çok kısa ya da raylı taşımacılıkla olsun istiyorum. böyle taksim'e yakın ama çok sakin yerler biliyorum diyecek yok mudur? mesela cihangir'in bazı sokakları gibi.

avrupa konutları var, başakşehir var.

acıbadem de huzur evi var onun civarı,çok sessiz ne zaman geçsem iç geçiririm.

maddi olarak kaldırabiliyorsanız gayrettepe içlerde (yıldız posta caddesinden içlere doğru) çok sakin ve huzurlu sokaklar var. üstüne üstlük istanbul'un her yere en yakın semti mecidiyeköy yürüyüş mesafesinde.

tartışmasız yeşilköy.

adatepe (süreyya plajı)

akatlar olabilir

feriköy de bi site vardı. biraz lüks ama adını unuttum. :(

eğer maddi sorunun yoksa hem şehir merkezi hem sessiz yeni levent-iç levent. dört levente yürüyerek on dakika metroya,levent çarşıya yürüyerek yarım saat,akmerkeze vs.
taksiyle beş dakika. taksime metroyla on dakka.

kesinlikle yeni levent

çırağan civarı bayağı sakin. beşiktaş ortaköy arasında kalıyor.

Maslak darüşşafaka mahallesi - siteler
tek geçerim

cihangir ve çevresi olabilir. gayet sessiz sakin sokaklar var oralarda. çırağan ve çevresi denmiş, katılıyorum ama ordaki biraz temiz evler uçuk fiyatlarda oluyor. biraz daha uzaklaşırsak ataköy olabilir. onun dışında vapur olmasından dolayı moda'yı da tercih edebilirsin.

(bkz: Fındıklı)

çırağan +1 vapur ve martı sesinden başka gürültü yok.ulaşımı kolay.ama kendi araban varsa park yeri bulman aşırı zor.kiralar yüksek ama tek yaşıyorsan uygun 1+1 ler bulunabiliyo

(bkz: removewat)

removewat tavsiye etmiyorum.

@desdinova, niçin?

ben de bu sabah yaptım güncellemesini windows'un henüz bir uyarı almadım lakin.

@alexander the one point five, link gibi bi şeyler var mı bu 1.9.6mg'lık ilaca?

(bkz: chew-wga )

çünkü en iyisi daz loader ve removewat varsa çalışmıyor. bir ton saat removewat kaldırmaya çalışıyorsun. daz loader gayet temiz çözüyor.

forums.mydigitallife.info
Compatible with Windows 7 SP1 and all system updates ✔ check

teşekkür ederim

naletlik webshots'da değil de w7'de olabilir. lisanslı mı kullanıyorsun?

Hayır genuine değil, ama genuine olduğuna inandırdık biz onu yoğun telkinler sonucu, şimdi tıpkı öyleymiş gibi davranıyor.

(4-5 yıl önce kullandığım xp de genuine değildi bu arada)

xp mülayimdi. ben şu an herhangi bir masaüstü resmini bile koyamıyorum örneğin w7'de, bi süre sonra simsiyah oluyor kendiliğinden. o açıdan sordum.

simsiyah olan w7'ye Windows 7 Loader adlı bir prog. var, ben kullanıyorum iyi gidiyor şu ana kadar.

@money money money teşekkürler yükledim dosyayı.

(bkz: digital fortress) - çok mu cliché olur?

bi tane var yazıyorum....

ikinci bir sigarayı ateşleyince ufacık
binanın altında durmuş ışığı yanan daireyi gözleyen doğu kökenli aç zayıf bir adam cepten şu mesajı geçti

bu gece 2’de burada olun.

saat 10.23

sigarayı avcunun icinde tutarak ışığı gizlensin diye
paçalarını çamura bulaştırıp adımlarını sürüyerek duvarın arkasına geçti

cebinden bir kitap çıkardı yarım yamalak bir ışık
seçebiliyordu harfleri
dedi ki
10 sene sonra göremeyeceğime göre çıplak gözle bulutlu hava tek aydınlık sokağın göğün binaların ışığı bu duvarın dibinde susadım 10 sene sonra ağrılarım fazlaşınca içemeyeceğim için
dedi
ve tam 5 birayı 1.5 saatte içti

2’ye doğru arkadaşları geldi

balkonun altında durdular

yukarı baktılar

notaları açtılar

notalarda

takıntılarım var yazıyordu

çaldılar.

5 kişiyle ve duvarın dibine kadar getirilmiş tasvirle bir kıyamet sahnesi yaşandı

elektrik direkleri aşırı voltajdan başladı
çıra gibi yanmaya
kül olup bitmeye

kitabı bıraktım

aklıma baktım

duvarı yıktım

birayı devirdim

çişim geldi

atom bombası bile olsa engellemezdi

yaptım

ve sidikle beraber sürükleniyordu ayakkabılarım

üstüne binmiş bağcıkları kullanmış ilk limana girince düğümü atmıştım

şaşkın 5 kişi şaşkın ayakkabı şaşkın balkon ve şaşkın kızla kaçtık oradan

dünyayı filmler kurtarıyordu
götü insanın ta kendisi…

evliliğin ütopya olduğunu ben de düşünüyorum. sıkılırım ki ben? karşımdaki de benden sıkılır gibime geliyor, bu düşünce beni daha da sıkar, bu döngü böyle devam eder? yani evlenmeden önce bir kadına bakış açın, onunla olan ilişkin, evlendikten bir süre sonra çok farklı bir hal alır gibime geliyor.

Kadın konuşur... Engelleyemezsin. Yapısında bu var yani. "Walk the walk" kısmında iyi olmadıkları için (erkekler kadar) "talk the talk" kısmı gelişmiş genlerinin.

Hatta bırak dilediği gibi konuşsun kadın, eğer bir şekilde susturursan içinden konuşmaya devam eder, ki bu çok daha kötü bir şeydir, hiç istemezsin.

Ama tablo bu kadar karamsar değil tabii, zaman içerisinde dinliyormuş gibi yapmayı öğreneceksin :) Sabır anahtar kelime burda.

@money money money: çok güzel söylemişsiniz. içinden konuşma kısmına da aynen katılıyorum. ama kadının monologu eğer soru işaretiyle sonlanırsa dinlememiş er kişi felsefi, soyut şeyler söyler gibi yapıp hiçbişey söylememe rolüne gidiyo (ben öyle yapıyorum en azından ) ki bu da bayağı bi çene mesaisi... oluyoruz sana walkie talkie :D öyle degil mi

evlilik utopya filan degil. cok super ornekler de var etrafta. ama once kendini cozmus olman lazim. birey olarak yapabileceklerinin maksimumuna ulasip tamam aga artik bi de hatunla deneyelim diyebilmen lazim. mutlulugu hatunda ararsan cuvallarsin.

ayrica bir cin atasozu der ki: erkeklerde iki bas kadinlarda iki agiz bulunur...

dedikodu ve makyaj muhabbetını senle yapmadıgı zaman keyıflı muhabbetlerı var aga, kadının ıyısı de bunları senle yapmaz zaten.

cevap veren herkese teşekkürler. sorunun başlığına bakınca evet seksist duruyo ama aşağıdaki açıklamalardan ne demek istediğimi anlamışsınızdır diye düşündüm. yanlış anlayan arkadaşlar olmuş.

benim az konuşan ama çok iyi anlaştığım bir göz kırpmasıyla iletişim kurabildiğim kız arkadaşlarım da var çevremde ama arkadaş olarak kalıyo işte onlar. sevgili olunca aynı kapris ve beklentiler, anlamsızca uzayan konuşmalar, küçücük şeylerden tartışmalar başlıyo işte.

kadınları eleştirmeye çalışmıyorum aslında. marstan, venüsten gelme durumunu anlatmaya çalışıyorum. benim gibi düşünen kızlar da var bunu biliyorum. tabi duyuruyu bütün gün konuşmaktan yorulmuş içkili bi kafayla yazınca böyle durmuş olabilir . evet?

@freefroglet: bence bir erkek bışeyi birisiyle paylaşacağı zaman mümkün mertebe özet olarak anlatır. bunu da kasıtlı değil kendiliğinden yapar zekası sonuca ulaşmaya yöneliktir çünkü. (sonuçtan kastım derdini anlatmak seks yapmak değil) erkeklerin sevdiği sporlar da hep sonuca ulaşmaya yönelik değıl mi zaten.

kadınlarsa küçük detayları anlatmayı, deteylarla uğraşmayı severler deteyları unutmazlar falan ve erkekler unutursa sinirlenirler fln

demek istedigim zekalarımız farklı çalışıyo ve bu bizim için büyük bi zenginlik ama en büyük sürtüşmelere de bu neden olmuyo mu?

kadın erkek ilişkilerini anlatan sitcomlar filmler kitaplar bundan yok mu?

bir soru sordum diye aptal olmayı haketmiyorum bence.

önce polise şikayet ederek işe başla.
sonra olayı mahkemeye taşırsın.
şimdiden belgelemeye başla sen yaptıklarını.

polisten önce onun empati yapmasını sağla,ne bileyim bir poşet çöpü götür akşamleyin kapısının önüne yığ.yok lan bu saçma oldu,iş tamamen b.ka sarabilir,sen yine polise git:)

büyük sıkıntı, polise şikayet et bi şey elde edebileceğinden değil de mahkeme için elinde belge bulunsun diye

bir elektrikli süpürge hediye edin. :P

sanırım polis değil ama zabıtaya şikayet edebiliyorsunuz. tutulan zabıt ile sonraki aşamalara geçersiniz.

@ eelmaa :)) elektrikli süpürgesi var kendisinin ama kullanmıyor, füzyon enerjisiyle çalışan bir süpürge bulursam hediye ederim artık.

çok teşekkür ederim cevaplar için

hangi versiyon symbian için ama?

s60v5 serisi için tweets60 iyi gibi mesela.

Nimbuzz.

Twitter,Facebook,MSN ve türevleri bi' çok sosyal ağa ulaşım için gayet iyidir.

Trill

(bkz: #19539566)

para verip gravity alıcaksın. geri kalan hepsi fos:\

samptu olması lazım bu var hacı ? ertem şener bile bunu kullanıyo : p

Gravity'nin demo'sunu denedim, gerçekten şahane. Fiyatı da güzel tabii...

Teşekkür ederim cevaplar için.

dünya, senin çevrenden yada senden ibaret değil. ben hükümeti başarılı buluyorum.

ben de başarılı buluyorum, bu hükümet geldiğinden beri ekonomik durumumuz çok iyileşti. şeriat geliyor mavallarını da yemediğim için memnunum yani.

ben de başarılı buluyorum. geldiklerinden beri sigara içmeye delik arıyorum kendime. bence süper bir olay bu; pöfür pöfür içemiyorsun, kapalı bir mekanda içiyorsan bir göz hep kapıda zabıta/polis basar diye. lise yıllarıma geri götürdüğü için minnettarım ben rte ve arkadaşlarına.

en fantastik hayal: kemal kılıçdaroğlu başbakan olmuş.

çekip gitmek çok daha mantıklı..

sızma operasyonu demek.

"hasoların memoların bu ülkeyi yönetmesine izin vermeyiz!"

nereye sızılır? homojen bir gruba yahut homojen olduğu varsayılan bir gruba. ekşisözlük/ekşiduyuru gibi platformların homojenlik sıfatını haiz olduğu kanısı nereden hasıl oluyor?

ben hükümeti başarılı buluyorum demek, sızmak demek ha :D

halısaha maçlarında gol atınca arjantin formamı öpüyorum. 10 kasımlarda okuldan kaçardım. camideyken cep telefonumdan sıyrılıp gelen çalıyor bazen, çok utanıyorum. faşizm ve liberalizm dünyanın en iğrenç ikilisidir. allah vardır. nick cave de dinlerim ismail yk da. bakire kız ile bakire olmayan kız arasında tercih yapmak zorunda bırakıldığımda hangisi makuldür bilemem.
arkadaşımın babası ilçede mhp'den aday olduğu ve o amcayı çok sevdiğim için mhp'ye oy verdim. halk da çok memnundu.
(...) faşizme mezar olacak diye slogan attım/attırdım. ankara'da doğdum, büyüdüm. kürt değilim üniversiteye kadar kürt realitesinden bihaberdim. şu an bir kürtçe şarkı dinlediğimde anlayacak kadar kürtçe biliyorum. cemaati değme "şakirtler"den daha fazla tanıyorum.
alkollü içki içmiyorum. birçok bara girip çıkmışlığım var. sarhoş muhabbetini ve duasını çok önemserim. iki alkolikle uzun bir süre aynı evde yaşadım. çilingir sofrasından kalkıp sabah namazını kıldığım çok oldu.
hrant'ın katledilişine dedemin ölümünden daha fazla üzüldüm. ermeni bir kızla evlenmek, şu an güzel bir hayal benim için. şivan perwer konseri olsa tüm işi gücü bırakıp diyarbakır'a giderim. hacca da küba'ya da gitmek istiyorum. en iyi komşum radikal bir kemalist. muharrem ayında alevi arkadaşlarımla aşure dağıtıp aşure yemek çok büyüleyici ve paylaşımcı bir eylem; ortak bir sır var sanki. bi tane kredim kartım var her alışverişimde vicdanımı sızlatan.

ne diyorduk? arjantin formamı öpüyorum işte.
insan, insana sızmış. sen hangi sızmadan bahsediyorsun kuzum?

sızmak, böyle de olabilirdi;
"Enel hak kadehiyle içen sızdı / Tanrılık şarabından / Şişelerle, küplerle içtim ben sızmadım"

Hooop dünya dönüyor; ben hükümeti bulamıyorum. Napsak la?

ben de başarılı buluyorum satılmadık yer bırakmadıkları için. ayrıca benzine zam, alkole de yasak getirdiler kazalar azalsın diye. hükümette çalışan polyana söyledi geçen gün.

@juriona
Tam da bundan bahsetmiştim işte zaten. Sızmış zaten gördüğün gibi. Camideyken cep telefonu olayı ne kadar yüksek bir kültürün içinde olduğumuzu gösteriyor. Hele bi tutam ondan bi tutam bundan olayı yokmu işte bu sızmanın hası, gideceği yönü bilmeyen gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez, esen rüzgara göre farketmeden o yönde yol alır.

Destekli atacağım:

Öncelikle belgesel olduğunu zannetmiyorum. Üzerinde oynanmış. Başka görüntüler falan parça pinçik yapıştırılmış. Oluşumlara bakarak konuşuyorum, yardımı olsun diye. Şimdi efenim burası Andlar falan olamaz. Asya civarı için de uygun değil. Olsa olsa Avrupa taraflarıdır onun için de Eiger' e falan bakınız. Ne bileyim işte Avrupa üzerinden aramalarınızı ilerletiniz.

www.google.com

@eelmaa teşekkürler :)

Rica ederim :)

You have my attention :)

buyrun

masterpage diye bi mevzu olması lazım. ilk sayfanın üstünde, orada yaptığınız her şey tüm sayfalarınızda direkt olarak görünür. çizgi, çubuk, text box neyin.

Evet, hallettim, tahmin ettiğimden biraz daha karışıkmış, çok teşekkürler :)

görüştüğüm biri var.

geçerken uğra.

Biriyle randevum var.

edit: çok mu desteksiz sallamışım yahu? İkinciyi görmemişim bu arada.

Yerine göre yukardaki iki anlama da gelebilir ama birincisi çok daha ağır basıyor.

You should stop by - Geçerken uğra.

görüştüğüm birisi var demek. sevgili değiller ancak flört dönemindeler gibi. boşuna yazma bana diyor.

ve evet iki anlamı da var, kullanıldığı yeri söylersen ona göre cevaplarız.

ingilizce kitap oku. film izle, önce ingilizce altyazıyla başla sonra altyazısız.
yurtdışına ingilizce konuşulan bir yere git.

Vocabulary çalış, düzenli olarak, çok yüklenmeden, ağır ağır.

sevdiğin yabancı dizileri ingilizce alt yazıları ile izle. bir de kelime öğrenmek istiyorsan en iyi yolu o kelimenin kullanıldığı cümleleri görmektir. bunu kelime ezberleyerek çok sınırlı yaparsın ama işte film, dizi izleyerek (informal language) ve ingilizce gazete okuyarak (formal language) geliştirebilirsin.

çevirmek şart mı? eğer tercüman falan olmayacaksan çeviriye ihtiyacın yok. ingilizce mi duydun türkçe'ye çevirip düşünme. o dilin içinde anla. bir şeyi ifade etmek istersen de asla önce türkçe düşünme ingilizce düşün.

main point

bir de "real issue" var

bu da "asıl konu" anlamına geliyor daha çok ama "asıl mesele" için de kullanılabilir

"main issue" da kullanılabilir.

The point is... desen o da yeter.

what really matters is... kalip budur.

The main point. genellikle kullanılan budur.

illa point kullanicaksan "the point is" dersen yeter. main pointe fln gerek yok inan bana. 1 yil icersinde turkceden cok ingilizce konusuyorum.

the point bana da daha kulanılabilir geldi. teşekkürler cevaplar için.

Actually de kullanabilirsin. The shorter the words, the less the bullshit demişler :)

temizlik yapma zamanı gelmiş.
(bkz: combofix )(bkz: kaspersky )(bkz: format ) vb.
forumlarda bi arastırma yaparsan cesitli virusler icin yapılmısfix toollara da ulasabilirsin isini kolaylastırabilecek.

defragmantasyon yapabilir, registrynizi temizleyebilirsiniz. performans olarak farkedecektir. tabi virüsleri de unutmamak lazım.

bu dediklerinizi düzenli olarak yapıyorum zaten, ancak temizlik zamanının geldiği doğruymuş :))

işlemcinin üstünden tomarla toz çıktı :)yeni idle cpu use şöyle

img64.imageshack.us

çok teşekkürler

grafikerler meslek kuruluşunun bunun için önderdiği fiyat;

Amblem 2.500 YTL.
Logo 2.500 YTL.
Logotayp (amblem+logo) 4.300 YTL.

çalışacağınız tasarımcıyla doğru orantılı olarak kalite ve fiyat düşer veya artar.50 liraya yapanlarda var, yukarıdaki rakamı isteyenler de...

Çok teşekkür ederim.

spor yap düzenli iyi gelir. bir de hobi. herkesin yapmak istediği hep ama boşverdiği küçük şeyler vardır. tam zamanı işte onları yapmanın.

thai-bo yap..tüm sıkıntın, öfken falan gider..

sahilde yürüyüş

www.kuranmeali.org

background rengini transparent seçmenin bir yolu var mı?

demişsin sadece burayla ilgili söyliyim o zaman belki işine yarar;yeni bi layer seç açarken transparent yap onu background rengi transparent olmasını istediğini de buraya taşı o zaman transparent elde edersin gibi?

Fotoğraf olsa da anlasak neyden bahsettiğinizi, hem yardımcı da olabilirim belki.

belki şöyle olabilir, emin değilim...
filtre atacağınız layerı kopyalayın. siyah-beyaz (ya da istediğiniz foreground rengi ile beyaz) kullanarak filtreyi uygulayın.
bu filtreli layerı ovelay, multiply falan yyapmayı deneyin. opacity ayarlarıyla da oynarsanız istediğiniz etkiyi oluşturabilirsiniz gibi geliyor bana.

@rain, renk paleti için sormuştum transparent seçmenin bir yolu var mı diye. çünkü filter efekti çalışırken burdaki iki rengi kullanarak efekti oluşturuyor. mesela benim istediğim çiziğin rengi siyah, ve ben sadece bu siyah renkli çizik gözüksün istiyorum. ama arka ikincil renk olarak transparent'i bulamadığım için mesela beyaz'ı seçiyorum. filter'ı uyguladıktan sonra tabanı beyaz, çizgisi siyah graphic pen effecti oluşuyor. opacity'den azaltınca da beyazlıkla beraber siyah çizgiler de gidiyor.

@hayyam ara, herhangi bir fotoğraf, ne olduğu fark etmez.

@kobuzchu kız, yep, cevap budur, denedim az önce. darken, multiply ve bir kaç tane daha filtre ile istediğim sonucu alıyorum. çok çok teşekkür ederim :)

neredeyse sırf diyalog üzerine kurulu iki film var.

(bkz: before sunrise)
(bkz: before sunset)

tabii diyalogdan kastınız içinde akılda kalıcı afili sözler geçen, ikide bir aforizmaların havalarda uçuştuğu filmlerse bilemem. ama dediğim gibi, bu iki film sırf diyalog üstüne kuruludur. bir de afili diyalogların olduğu filmler vardır. sözgelimi (bkz: godfather)

Yoo hayır, afilli diyaloglar değil aradığım. Teşekkürler.

şöyle bir liste yapmışlar

www.makefive.com

usual suspects
the man from earth

V for Vendetta. Kimsenin yazmamış olmasına inanamıyorum!

Evet, V herhalde ilk 3 e girer tüm zamanlarda :)

şimdi sokak muhabbeti, sokak ağzı falan hoşuna gidiyorsa eğer şafak sezer falan diye burun kıvırma kolpacinoyu izle. sokak muhabbetine, raconuna, ağzına iyi kötü hakim biri olarak sana söylüyorum ki bir tane öyle geçiştirmelik boş laf, jest yok bu filmde.

arkadaşların söylediklerinin dışında da 12 angry men olur bak. pulp fiction başta olmak üzere tarantinonun da bisürü filmi diyalog manyağıdır. onun dışında the big kahuna'yı ısrarla öneririm. bi de mesela canım sıkıldıkça oturur scent of a woman'da al pacinonun okulda konuştuğu sahneyi açar izlerim. good will hunting ve k-pax'i de unutmayalım.

(bkz: the big kahuna)
(bkz: hurlyburly)
(bkz: sleuth)

hayret, kimse pulp fiction dememiş.

@ unexpected error, yok canım, niye ayırayım sokak ağzı diye. kolpaçino'yu izlemedim çünkü güzel olmadığı yönünde çok fazla duyum aldım. big kahuna dışında diğerlerini izledim. tarantino noktasında katılıyorum. ben de ara sıra açıp "i'd brought a flamethrower here" ve dans sahnesini izlerim :)

@seffaf evet pulp fiction da ilk 3'e girer, hakkını yemeyelim

revolver

donnie darko kanımca çok fazla akılda kalıcı diyalog barındırıyor

fight club var bir de. o zaten listenin açık ara birincisi olduğu için yazılmamış sanıyorum.

En doğru bilgiyi almak açısından ankara patent diye bir firma var onlarla iletişime geçebilirsin.
Benim bildiğim kadarı ile fikrini bir kağıda yaz ve onun sana ait olduğunu noter'e tasdiklet ya da kenine postala fikri onlara açmadan önce. Bu sayede fikrin ilk defa senin aklına resmi olarak ne zaman geldiği ortaya çıkmış olur.

noterden tastikletebilirsin.
tasarım adedi tek ise fiyatlar normaldir.

müşteriye sunarken de tasarımların haklarını aldığını belirt ki kullanmaya çekinsinler.

tasarım ise, Türk Patent Enstitüsüne tasarım tescili yaptırman lazım.
www.tpe.gov.tr

uzman aracılığıyla tescil ettirmek istersen de yardımcı olabilirim. marka-patent ofisinde çalışıyorum. özelden mesaj atman yeterli.

1- telif haklarını almak istiyorsan,en kolay yol şu;

tasarımı bi yere bas, bi çıktısını al. bir zarfa koy. kapağını zımbala ve kendine iadeli taahhütlü gönder. zarfı açma.

ileriki bir tarihte telif hakkı mevzuu olursa, zarfı olduğu gibi (gönderi kağıdı ile beraber) hakime götür. yeterli.

2- tasarım ise, telifle korunmaz, tasarım tescili ile korunur. onu istersen ben de yaparım sana, ama en iyi yapan adam ankara patent bürosu'nda çalışıyor. paran varsa link aşağıda.

www.ankarapatent.com

www.4m.com.tr

ankara ve istanbulda ofisleri var. gayet profesyoneller tavsiye ederim.

Çok teşekkür ederim cevaplar için.

www.tasdix.com

son birkaç gündür tüm siteler çok yavaş bende

son günlerde bende de yavaşlık var, anlayamadım bu grooveshark'ı genelde bazen hızlı doluyor bazen yavaş o günkü keyfine göre

dns sunucusundan da kıllanmıyor değilim ama başka siteler yavaşlamıyor, galiba siteden o zaman

flash ta zor olur o ... adobe after effect dene

flash la olur ama. çooooooooooooooooooooook uzun sürer.

flash ta yapmak için önce swf ye çevireceksin. sonra flash ta açacaksın.... her 1 saniye ortalama 20 frame olsa. 20 saniyelik bir video da ; 400 frame ile uğraşman gerekiyor. Daha sonra bunu avi olarak export edip bir birleştirme programında ses ve görüntüyü birleştireceksin.

@janavarorion

%7 si doldu "adobe after effect" i indiriyorum. burda yapabilmem için anlatıcı bi video-yazı var mıdır??

+1 after effects

www.videocopilot.net

after effects bile tam sağlıklı değil aslında mocha kullanman lazım.

bimde satılmıştı 30 liraya. toysrus a bakın orada da var.

internette bir çok yerde bulabilirsin. ayrıca aşağıda linkini verdiğim sayfada markalar ve aletlerle ilgili fazlasıyla bilgi var.

www.hobbyrc.com

bunlardanistiyorum.com

Teşekkürler

bana verilen tavsiye once birilerini bulup onlarla takilmak. yoksa zebil oluyor(mus) alinanlar [ ben de bir zamanlar heves etmistim :P ]

:)) kimse yok ya çevremde öyle :) artık biraz kanlı olabilir, göze aldık ^^

dealextreme'e bakmalısın kesinlikle, adamların rc helikopter diye ayrı bi kategorisi var, envai çeşit yedek parçası ıvırı zıvırı falan.

www.dealextreme.com

ohh bu çok süper oldu, çok teşekkürler

özet : öfken sana büyük bi zarar verdi mi artık o tarz tepkiler göstermezsin.

bu öfkeyi tetikleyen şey nedir onu analiz etmek lazım.

Bu yapıyla alakalı bir mesele olabilir bence. Boğa burcu olabilir misiniz?

boğa burcuyum.

sana en çok zarar verecek cümleyi 20 yıl düşünsem bulamam.

nevrim döner,
sana öyle şeyler söylerim ki beni her gördüğünde aklına gelir. sana öyle mimikler yaparım ki hiç unutmazsın delinin teki bu dersin.

omuz atsınlar dönüp bakmam. çok zor sinirlenirim. sinirlendiğimde ise amigdala çalışıyor sadece.

Arkadaşlar evet boğa burcuyum!? Pek ilgim yoktur burçlarla ama öyle mi oluruz biz? Dumurdayım şu an..

bende başımdan geçen olayı anlatayım 5 sene evel piknik dönüşü arkadaşlarla önüzümüzü kestiler o sinirle yanımdaki alet ile adamı sağ kaşından çenesine kadar kestim buna benzer olay 5 ay önce oldu yanımda eşim olunca kafamı eğdim geçtim yanı kısaca değer verdiğin insanları düşün sana bişi olursa ne yapacaklarını bende işe yaradı

Dediğim gibi bu boğa burçlarının yapısı ile alakalı bir mesele. Ben zaman içerisinde farkettim ki sinirlendikten sonra kontrolümü tamamen kaybetmekteyim, yani mantığın emaresi okunmuyor, o noktadan sonra herhangi bir düşünceyi kafamda tartamıyorum.

O noktadan sonra yapacak hiç bir şey olmadığı için o noktaya gelmemek için elimden geleni yapıyorum. Bir rage'in kıyısında olduğunuzu hissettiğinizde kendinizi o ortamdan uzaklaştırmanızı tavsiye ederim.

Boğa burçları biraz, timer'ı çok uzun sürelere ayarlı bombalara benziyor açıkçası..

Bir arkadaşımda kedi edinmek acayip işe yaramıştı, pamuk gibi oldu. Bunun dışında düzenli nefes egzersizleri, yoga vs ile de epey gelişme kaydedersiniz. Ayrıca hastanelerdeki psikologlardan muayene ücreti ödeyip yararlanabilirsiniz. Tek seansı 20'yi geçmez sanırım. mesela gata için randevu almadan o sabah gidip sıra alıp görüşebiliyormuşsunuz. Bir uzmanın desteği ile kendi başınıza alacağınız yolu çok daha hızlı alırsınız.

informal bence

formal hali: advantages and disadvantages seklinde olabilir belki..

veya strenghts & weakneses

formaldir sanki. mühendislik projelerinde falan bu şekilde geçiyor.

Both way imiş. Teşekkürler,

ayran su orani yuksektir yani sut de daha fazladir ama yogurt dersen yogunluk yuzunden yogurt derim,bence.

bi kilo yoğurt için 3 kilo süt gerekir. o yüzden ayranda daha fazla kalsiyum olmsaı gerekir. mesela peynirde de ayrandan daha fazla kalsiyum vardır.

bir su bardağı yağlı sütte 291 mg, 1 su bardağı ayranda 285 mg varmış.
www.delinetciler.net

Çok teşekkürler :)

rica ederim

bir bardak maydonozda

Word'de bildiğim kadarıyla böyle bir uygulama yok. Space - Backspace ile ayarlamak durumundasınız maalesef...

Tavsiyem böyle tablo çalışmaları için word'deki tablo eklentisini kullanmanız veya, tabloyu excel'de çalışıp, word'e aktarmanız.

İki yöntemden birisini seçip kopyala yapıştır yapabilirsiniz hızlıca. Space - Backspace yapmaktan daha kısa sürede daha iyi netice verecektir.

ekle menüsünden tabloyu seçebilirsiniz, 3 sütunlu bilmemkaç satırlı olacak. ya da caps lock'un üstünde tab tuşu var, onunla ilerleyebilirsiniz.

cok gicik, word gercekten cok ilkel bir programmis! Tesekkurler.

TAB ile olur

Merhaba, MS Word'u sevmesem de ilkel bir program olduğunu kabul edemeyeceğim. Hizalama konusunda özellikle kullanıcılara sinir krizi geçirtebilir, ancak alıştıktan sonra bu sorunu hiç yaşamazsınız.

Word'de ASLA ve ASLA hizalama için SPACE/BACKSPACE kullanmayın

Ekteki örneğiniz için:
1. Tablolama ideal, 3 kolon ve 15 satırlı (3 columns, 15 rows) bir tablo yaratın.
2. ikinci ve üçüncü kolonları sağa yaslayın, ilk satırı ortalayın
3. 6-15 satırları için ikinci ve üçüncü kolonları birleştirin (merge cells)
4. Tüm çerçeveleri kaldırın
5. Bir, beş ve on beşinci satırın altına, birinci satırın üstüne çerçeve çizgisi koyun.

buyrun mükemmel hizalanmış bir tablonuz oldu.

tablo oluşturmak için uğraşmadan üstteki cetvele sekmeler koyduktan sonra tab ile o hızaya gidebilirsin.

img801.imageshack.us

Yukardaki cetvelden tab yapmaniz gerekiyor.

Bunun icin gereken yeri hizalayip cetvelin beyaz kismi uzerine tiklayin ya da Format > Tabs / Duzen > Sekmeler.

sık kullanmamak şartıyla xanax tavsiye ederim

vücut yorgun düşerse kolay hastalanma olasılığın var. fakat biraz sabredersen bi yerden sonra vücut alışıyor her duruma alıştığı gibi.

xanax gibi ilaçlar kullanma kesinlikle. seni uyutur evet ama uykudan sonraki zamanını da mahvedebilir. bence bir doktora görünmlisin...

normalde 3 saatlik uyku her insanoğluna yeter (zihinsel bakımdan). vücudun fazla hamsa, bu kadar uyku yorgunluğunu almaya yetmez ne yazık ki.

4-5 saat yeterlidir. yorgunluğun da başka bi sebepten ya da uyumadığını ve buyüzden yorgun olman gerektiğini düşündüğün için olabilir.

iyi uyuyabilmen için, bazı bitki çayları da içebilirsin yatmadan önce. misal, melisa çayı. ben çok faydasını görmüştüm zamanında.

ancak asıl soruna gelecek olursak, kaliteli bir uyku, vücudun tüm çalışma prensibini pozitif etkiler. senin sorunun da kaç saat uyuduğun ile ilgili değil, kaliteli, yani deliksiz bir uyku uyuyamaman ile ilgili. yoksa deliksiz olarak 4-5 saat uyumak gayet yeterli olabilir.

aynı sorunla ben de mücadele ediyorum 4-5 aydır. çay kahve tüketimini sıfırla ve uyku saatine yakın süt, ayran, yoğurt hangisini tercih edersen. biraz faydası oluyor. ilaç almadım. almam da. ah bir de kolalı içeceklerde çok fazla kafein var. onlardan da uzak durmak lazım.

genel olarak stres depresyon vs şeylerle başa geçmek için spor+sağlıklı beslenme(enginar muz falan ehe) gibi şeyler yapılabilir. Düzenli yaşamaya çalışın, kajve çay içmeyin dedikleri gibi.

Teşekkürler cevaplar için.

Secret Garden - Nocturne

www.youtube.com

teşekkür ederim araştırman için. bu videoda bulabildim bu müziği videodan dolayı kusura bakmazsanız sevinirim .

ahahahahahahahaahahahaha video süpermiş :D:D:D::D:D:D gecem şenlendi ahahah offff...

evet, nocturne çalan bu arada : )))